
Allah yalancının kendi kendisine ihanetini ve gerçekleri ortaya çıkarmasını ayetlerde şöyle bildirir:
Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir. (Yasin Suresi, 65)
Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.
Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Herşeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz."
"Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinize şahitlik eder diye sakınmıyordunuz. Aksine, yaptıklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz. İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz-zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız." Şimdi eğer sabredebilirlerse, artık onlar için konaklama yeri ateştir. Ve eğer onlar hoşnut olma (dünya)ya dönmek isterlerse, artık hoşnut olacaklardan değildirler. (Fussilet Suresi, 20-24)
Allah ayetlerinde "yalancı günahkarların" hesap gününde nasıl bir muamele göreceklerini ve kendileri yıllar boyunca içlerindekileri gizlemiş olsalar da, o gün içlerindekilerin nasıl ortaya çıkacağını şöyle bildirmektedir:
Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; O yalancı, günahkar olan alnından. O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız. Hayır; ona boyun eğme (Rabbine) Secde et ve yakınlaş. (Alak Suresi, 15-19)
Gerçekten insan, Rabbine karşı nankördür. Ve gerçekten, kendisi buna şahiddir. Yine de bilmeyecek mi? Kabirlerde olanların 'deşilip dışa atıldığı, 'göğüslerde olanların derlenip-devşirildiği zamanı? (Adiyat Suresi, 6-10)
Dünya hayatında yalancıların yalanları her zaman yüzlerine vurulmaz. Kimi zaman yalan söyledikleri fark edilmez, kimi zaman da yalanlarına sabır gösterilir. Ancak ahirette her insan yaptığı her kötülüğün karşılığını misliyle alacaktır. Allah bir ayette ölüm anında dahi, meleklere yalan söyleyenlerin yalanlarının nasıl kabul edilmediğini ve kendilerine verilen karşılığı şöyle haber vermektedir:
Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "Nerde idiniz?" Onlar: "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (Melekler de:) "Hicret etmeniz için Allah'ın arzı geniş değil miydi?" derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o? (Nisa Suresi, 97)
Allah Kendisi’ne karşı yalanlar söyleyenlerin ölüm anlarını ve uğradıkları sonu ise ayette şöyle bildirir:
Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli sarsıntıları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen... (Enam Suresi, 93)
Allah'ın sınırlarına uymayanlar, yalanı alışkanlık haline getirenler, ahirette yalanlarından dolayı büyük bir pişmanlık duyacaklardır. Akıl ve vicdan sahibi her insanın bu sonu düşünerek yalanın büyük küçük her türlüsünden uzak durması, daima doğru sözlü olması gerekir.
PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)'İN YALANDAN
SAKINMAKLA İLGİLİ
HADİS-İ ŞERİFLERİ

"Kıyamet günü Allah kullarının en sefillerinin şunlara bu sözle, bunlara da şu sözle gelen ikiyüzlü kişilerin olduğunu göreceksiniz."
"Arkadaşına söylediğin bir sözde o seni tasdik ederken senin ona yalan söylemen büyük bir hiyanettir"
"Kul yalan söyleye söyleye ve yalanı araya araya Allah Katında pek yalancı yazılır."
"Yalan rızkı eksiltir."
"Sana Allah korkusunu, doğru sözlülüğü, emaneti yerine getirmeyi, ahde vefayı, yemek yedirmeyi ve mütevazi davranmayı, bol bol selam vermeyi tavsiye ederim."
"Allah adına and içen kişi yeminine sivri sinek kanadı kadar (ufak bir) yalan katarsa bu yalan kıyamet gününe değin kalbinde bir leke olarak kalır."
"Allah'ım gönlümü nifaktan, fercimi zinadan, dilimi de yalandan temizle"
"İftiranın, yalanın en büyüğü görmediği rüyayı gözlerine isnad ederek gördüm demektir"
"(Müslümanlar) Sahabelerime ve onlardan sonra gelenlere iyi davranınız. Daha sonra yalan yayılır, adam kendisine yemin teklif edilmeden yemin ediverir, şahitliği istenmeden şahitlik yapar."
"Yalan olduğunu bile bile bana bir söz isnadında bulunan yalancılardan biridir."
"Siz doğruluğa devam ediniz, çünkü doğruluk muhakkak sahibini hayırlara eriştirir. İyilikler de cennete hidayet eder, götürür. Doğruluğa devam ettikçe ve doğruyu aradıkça Allah Teala'nın indinde sıddik olarak yazılır. Yalandan sakınınız, muhakkak yalan insanı fücura götürür, fücur ise ateşe yani cehenneme götürür, kul yalana devam ettikçe ve yalanı aradıkça indi ilahi'de yalancı yazılır."
" Müslümanda… hainlik ve yalan bulunamaz."
"Bir adam Resulullah (sav)'a "Cennet ameli nedir?" dedi. Cenab-ı Peygamber de "Sıdkdır, doğruluktur, doğru söz söylemektir. Zira kul doğru söz söyleyince iyilik yapar, lütuf ve ihsanda bulunur, böyle lütuf ve ihsanda bulununca Allah Teala da iman nasip edip Allah'ı tasdik eder ve O'ndan korkup- iyi ameller ve ibadetler yapıp, günahlardan da kaçar, böylece iman sahibi olunca da cennete girer." Yine o zat: "Cehennem ameli nedir? Diye sordu, Cenab-ı Peygamber de: "Yalandır, yalan söylemektir. Kul yalan söyleyince fasık olur, facir olur, haram ve maasi işler. Facir, fasık olunca nimet-i ilahiyeyyeyi göremez, tuğyan eder, küfran-i nimet eder. Küfran-i nimet edince de cehenneme girer."
"Eğer siz Allah ve Resulünün sizi sevmesini istiyorsanız, size verilen emaneti yerine veriniz. Söylediğiniz vakit doğru söyleyiniz, komşularınız ile güzel komşuluk yapınız."
"Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu vakit yalan söyler; vadettiğinde hulf eder (sözünden döner), emanet edilen şeye hıyanet eder."
"Yalanda hayır yoktur."
"Yalan yüzü kızartır, nemime (söz taşımak) kabirde azaptır."
"Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir."
"Sana şüphe veren şeyi terk et, emin olduğun şeye ulaşıncaya kadar git. Zira sıdk (doğruluk) kalbin itminanıdır, yalan şüphedir."
"Sakın yalana yaklaşmayın"
"Yalan söz büyük günahlardandır."
"Allah Teala'nın yevm-i kıyamette en mebğuz mahluku yalancı ve kibirlilerdir ve bir de din kardeşlerine karşı içlerinde buğz saklayanlardır, siz bunlara mülaki olursanız siz de onlar gibi davranın. Bunlar Allah ve Resulüne itaate çağrılsalar gayet ağır davranırlar, şeytanın yoluna ve emrine çağrılsalar süratle icabet ederler."
Abdullah İbni Abbas (ra) anlatıyor: Peygamber (sav)'den kemalin ne olduğu soruldu. Şu cevabı verdi: "Hakkı söylemek ve sadakatla amel etmektir."
"Yalandan uzak durun, zira yalan fücur ile birliktedir ve her ikisi de ateştedir."
"Aman doğruluktan ayrılmayın. Doğruluk iyilikle birlikte ikisi cennettedir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder